Beşiktaş

 Beşiktaş

1902 sonbaharında Beşiktaş Serencebey Mahallesi'nde, o zamanın Medine Muhafızı olan Osman Paşa'nın konağının bahçesinde, 22 kişilik genç grup, haftanın bazı günlerinde toplanıp jimnastik hareketleri yapmaktaydı. Başta Osman Paşa'nın oğulları Mehmet Şamil ve Hüseyin Bereket ile mahellenin gençlerinden Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali Fetgeri, Nazımnazif, Cemil Feti ve Şevket Beyler’in aralarında bulunduğu gençlerin ilk ilgilendikleri spor branşları, özellikle barfiks, paralel, güreş, halter, aletli ve aletsiz jimnastikti. O sıralarda siyasi hareketler dolayısıyla her türlü toplanmadan ürkerek hafiyeler dolaştıran 2. Abdülhamit'in adamları Serencebey'deki bu toplanmaları haber alınca, spor yapan gençler bir baskınla karakola götürüldü. Bu sporcu gençlerin bir kısmının saray erkanına yakın olması, ayrıca o dönemlerde kötü gözle bakılan futbol oynamadıkları ve sadece beden hareketleri yaptıklarını belirtmeleriyle gergin durum yumuşadı. Hatta saray çevresinden Şeyhzade Abdülhalim bu sporcuları destekledi ve sık sık antrenmanları seyretmeye başladı. Ünlü boksör ve güreşçi Kenan Bey de antrenmanlara gelerek güreş ve boks hareketleri göstermeye başladı.




1903 Mart'ında ise özel bir izinle Bereket Jimnastik Kulübü kuruldu. 1908'de Meşrutiyet'in ilanıyla sportif hareketler biraz daha serbestlik kazandı. 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'de bulunan Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, Hareket Ordusu ile İstanbul'a geldi. Siyasi olaylar yatıştıktan sonra iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey'de jimnastik yapan gençleri bularak birlikte spor yapma fikrini kabul ettirdi. Fuat Balkan, Ihlamur'daki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi yaptı ve Bereket Jimnastik Kulübü'nün adı Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olarak değiştirildi. Böylece jimnastik, güreş, boks, eskrim ve atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana geldi. Fuat Bey'in arkadaşları Refik ve Şerafettin Beyler de iyi birer eskrimciydi.

Bu arada Beyoğlu Mutasarrıfı Muhittin Bey'in teşvikiyle Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü, 13 Ocak 1910 tarihinde tescil edilen ilk Türk spor kulübü oldu. Semtin gençlerinin bu spor kulübüne ilgisi büyüdü ve spor yapan üyelerin sayısı bir anda 150'ye yükseldi. Kulübün merkezi de Ihlamur'dan Akaretler'de 49 numaralı binaya taşındı. Bir süre sonra bu bina da küçük gelince, yine Akaretler'de 84 numaralı binaya geçildi. Bu binanın arkasındaki bahçe de bir spor sahası haline getirildi.

KARA KARTALLAR EFSANESİ

Son iki sezonun şampiyonu Beşiktaş, 1940-41 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadrosuyla girer. Haftalar ilerledikçe puan farkını açan Beşiktaş, ligde liderliğini sürdürmektedir. Bitime 5 hafta kala rakip Süleymaniye’dir. 19 Ocak 1941 Pazar günü Semih Duransoy’un hakemliğini yaptığı Şeref Stadı’ndaki maça Beşiktaş şu kadro ile çıkar: Faruk, Yavuz, İbrahim, Rıfat, Halil, Hüseyin, Şakir, Hakkı, Şükrü, Şeref, Eşref. O sezon bütün maçlarda olduğu gibi, Takımımız yine muhteşem bir oyun ortaya koyar. Maçın ikinci yarısının ortalarıdır. Beşiktaş takımı farklı önde olmasına rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar gerçekleştirmektedir. İşte o sıralarda Beşiktaş’ın akın yönü olan Şeref Stadı’nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir ses yükselir: “Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar”... Şeref Stadı’nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazeteciler, çınlayan sesle donup kalmıştır. Son derece isabetli bir benzetmedir o anda yapılan. O sezon rakiplerini ezip geçen Beşiktaşlı futbolcuları “Kara Kartal”dan, oynadıkları futbolu “Kara Kartal gibi hücum etmek”ten başka bir şekilde tarif etmek mümkün değildir. Tribünlerden gelen sesin sahibi Mehmet Galin isimli bir balıkçıdır.

Voleci Şeref lakabıyla maruf Şeref Görkey’in voleyle attığı 3 muhteşem gol ve kaptan Hakkı’nın, Şakir’in ve Şükrü’nün birer golüyle sahadan 6-0 galip ayrılırlar.

Bu maçın ardından, Beşiktaş’ın sembolü “Kara Kartallar” olmuştur.

Beşiktaş Ve Futbol

Kulübün faaliyetlerini hızlandırdığı ilk dönemde futbol gölgede kalmışsa da, 1910’ların sonundan itibaren kulüpteki atlet ve jimnastikçiler futbola daha fazla ilgi duyup, kendi aralarında maçlar yapmaya başladılar. O yıllarda gençliğin ilgisi futbola kaymak üzereydi ve Beşiktaş Kulübü’nün az ilerisinde Valideçeşme ve Basiret gibi iki güçlü futbol takımı kurulmuştu. 1911 Ağustos’unda Valideçeşme futbol takımının başkanı ve kurucusu olan Ahmet Şerafettin Bey (Şeref Bey) futbolcularıyla Beşiktaş Kulübü’ne katıldı. Beşiktaşlı gençlerin kurduğu futbol takımlarını tek bir çatı altında toplamayı amaç edinen Şeref Bey’in girişimleri sonucu, Basiret Kulübü de Beşiktaş’a katıldı. Bu şekilde Futbol Şubesi, resmi olarak Kulüp’te faaliyete başladı.

Resul, Rıdvan, Behzat, Doktor Sabri, Şair Kazım, Sadi (Baltalimanı), Doktor Mehmet, Asım, Şeref, Doktor Ali ve Fahri’den oluşan ilk futbol takımının malzemelerinin masraflarını da İpekçi İhsan isimli bir sporsever karşıladı. Birinci takımın yanı sıra ikinci, üçüncü, dördüncü takımlarını da kuran futbol şubesi, Kulübümüz’ün Akaretler’deki bahçesinde futbol idmanlarını hızlandırdı. Böylece futbol Beşiktaş’ta bir anda 1 numaralı spor olmaya başladı. Ancak Balkan Savaşı’nın ardından Dünya Savaşı’nın da başlamasıyla Beşiktaş’ın sporcuları cephelere koştu ve spor faaliyetleri yok denecek duruma geldi.

Atatürk Ve Bjk

Ulu Önderimiz Atatürk, Kulübümüz’ün kurulmasından büyük mutluluk duymuş ve kurtuluşu sağlayacak ilk gizli teşkilatlanmayı Beşiktaşlı sporculara vermiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Erkan-ı Harbiye’nin 3. sınıfına gelmişti. Bazen sabahlara kadar uyumuyor, hürriyet ve istibdadı düşünüyordu. Bu arada mektebini bitirdikten sonra kurmayı düşündüğü Vatan ve Hürriyet Cemiyeti yavaş yavaş kafasında şekilleniyor, mezun olacak arkadaşlarını bu doğrultuda hazırlıyordu. İşte tam bu günlerde bir haber aldı. Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü (1903) kurulmuştu. Subay ve Saray’a yakın kişilerden oluşan bu kuruluş, Mustafa Kemal’in ilgisini iyice çekti. Nasıl olmuştu da Yıldız Sarayı’na 100 metre mesafedeki Osman Paşa Konağı’nda gençler biraraya gelmiş; Saray hafiyelerinin gözlerinin önünde sportif faaliyetlerine girişmişlerdi? Mustafa Kemal’i o günlerde sportif çalışmalardan çok, Saray’a karşı oluşturdukları fikirler ilgilendiriyordu. Mustafa Kemal, kurucularının Zabit, yaptıkları sporların güreş, eskrim, gülle, aletli jimnastik, boks, halter, barfiks olmasından dolayı da Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü ile ilgilenmişti. Fakat O’nu daha çok ilgilendiren, bu gençlerin istibdadı yenerek biraraya gelmeleriydi. Atatürk’ün bu şekilde Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü’ne bağlılığı arttı.

Öyle ki, Mustafa Kemal Atatürk, katıldığı bir İttihati Terakki toplantısında şu tenkitlerde bulunuyordu: “Beşiktaş Osmanlı Terbiye-i Bedeniye kadar olamadınız. Programınız ve lideriniz yok.”

1914 ile 1920 yılları arasında Akaretler/Spor Caddesi'nde Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne komşu olan Atatürk, görevi gereği sık sık İstanbul dışına çıktığı günlerde, birlikte oturduğu annesiyle kız kardeşinin Siyah-Beyazlı sporcu ve idarecilere emanet ederdi. Taraftarlar arasında asker kökenli olmanın getirdiği sevgi ve saygıyla pekişen bağlılık, Ulu Önder'in kurtuluşu sağlayacak ilk gizli teşkilatlanmayı Beşiktaşlı sporculara verdiği belgelerle sabittir.

Atatürk’ün Akaretler Yokuşu üzerinde oturduğu 76 nolu binanın dış kapısı yanındaki Mermer Kitabe'de şu satırlar yer almaktadır: "Atatürk, 1.Dünya Savaşı'ndan düşmana karşı İstanbul'u koruyup kurtaran, Çanakkale Müdafihi Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal Paşa iken bu evde kiracı olarak kalmıştır."

Mustafa Kemal Atatürk; Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı görevine başlamadan önce 1916'nın ilk günlerinde Akaretler'deki evinin arka kapısından Beşiktaş Jimnastik Kulübü idman sahasına inmiş (şimdiki Plazalar'ın bulunduğu alan), Ahmet Fetgeri ile Fuat Balkan Beyler'i yanına çağırıp, kendileriyle şu konuşmayı yapmıştır: "Efendiler; sizlerin ve sporcularınızın ciddi çalışmalarını, çeviklik ve maharetlerini uzun zamandan beri büyük bir zevkle, dikkatle izliyorum. Spordan yoksun bir gençlik nasıl ki vatan müdafası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni ikişafı noksan ve yetersiz olursa o vücut o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz. Bugün bünyenizde toplayıp, ilmi metodlarla yetiştirmeye çalıştığınız bu gençler, tam anlamda bedenen ve fikren geliştikleri zaman vatan müdafaasında ilmi sahalarda olduğu gibi spor alanlarında da Avrupalı hasımlarına Türk'ün ölmez gücünü ispat edeceklerdir. Sizi candan kutlar, başarılarınızı her zaman duymak isterim."

Unutulmaz 16 Maçı

23.03.1941 BEŞİKTAŞ – FENERBAHÇE: 7-1
11.01.2005 13:10
 
Milli Küme’ye hazırlık mahiyetinde düzenlenen Dörtler Kupası’na Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve İstanbulspor katılıyordu. Beşiktaş, İstanbul Ligi Şampiyonu unvanını taşıyordu. Fenerbahçe de güçlü bir kadroya sahipti. Kalede Cihat vardı. Ayrıca Naci, B.Fikret, K.Fikret, Rebii gibi önemli isimlere yer verilmişti.

Kazananın kupayı alacağı Şeref Stadı’ndaki bu maça seyirciler de büyük ilgi göstermiş, tribünlere 7 bin taraftar gelmişti.

Uzun boylu ve seri oyunculardan kurulu Beşiktaş, alışılmadık bir saha dizilişi ile oynayan ve oyuncuların mevkileri değiştiği için bocalayan bir Fenerbahçe buldu karşısında. Ve bu zaafiyeti affetmedi. Bütün hatları ile saldıran Beşiktaş, kısa sürede zayıf Fenerbahçe savunmasının direncini kırdı.

Tek kale şekline dönen oyunun ilk golünü 5. dakikada Şükrü’nün ortasına yükselip vuran Sabri kaydetti. Fenerliler henüz toparlanamadan Şeref, savunma hatasını değerlendirip farkı ikiye çıkardı. Ardından da Hakkı, ceza alanı çizgisi üstünden bomba gibi bir şutla Cihat’ı bir kez daha avladı: 3-0. Fenerbahçe takımı peş peşe gelen gollerle şaşkına dönmüştü. Naci’nin golü, dalga dalga gelen Beşiktaş akınlarını biraz olsun hafifletti, oyuna denge geldi.

Beşiktaş ikinci yarıya da oyuna yeni çıkmış gibi başladı. Peş peşe ataklar Fenerbahçe savunmasını zor durumda bırakıyordu. 49. dakikada Hakkı’nın derinleme pasıyla buluşan Sabri skoru 4-1’e taşıdı. Artık sari-lacivertli takımın savunma yapacak gücü de kalmamıştı. Sabri’nin yeni golünü Hakkı’nın iki şık vuruşu izledi.

Beşiktaş, ezeli rakibi karşısında tarihindeki en farklı zaferini kazanırken, İstanbul Şampiyonluğu’ndan sonra Dörtler Kupası’nı da kaldırıyordu.

Beşiktaş: Mehmet Ali, Hristo, Yavuz, Memduh, Halil, Rifat, Sabri, Hakkı, Saim, Şeref, Şükrü

Goller: Sabri (5, 49, 53), Şeref (24), Hakkı (29, 68, 75), Naci (35)


30.10.1966 ESKİŞEHİRSPOR-BEŞİKTAŞ: 0-6
11.01.2005 13:09
 
1965 yılında kurulan ve o dönemde büyük bir seyirci potansiyeline sahip olan Eskişehirspor, 1965-66 sezonunda ikinci lige dahil olmuş ve ilk yılında şampiyon olarak, Birinci Lig’e yükselmişti. Kırmızı Şimşekler Birinci Lig’e de misafir değil, şampiyonlukta iddialı takım olarak başladı. 1966-67 sezonunda ilk 5 maç sonunda Beşiktaş ve Eskişehirspor 7’şer puan toplamıştı.

30 Ekim 1966 Pazar günü iki takım, Eskişehir Atatürk Stadı’nda 25.000 seyircinin önüne çıktı. Muzaffer Sarvan, Yavuz Tunç ve Sait Acarbay hakem üçlüsünün yönettiği maça Beşiktaş büyük bir seyirci dezavantajına rağmen, fırtına gibi başladı. 10. dakikada da ilk gol geldi. Kuzman’ın pasını, Faruk bekletmeden müsait durumdaki K.Ahmet’e geçirdi, K.Ahmet de topu düzeltip sert bir sol şutla ağlara gönderdi. 0-1

35. dakikada gole giden Güven’in İsmail ve İlhan tarafından düşürülmesine hakem devam dedi. 36. dakikada Abidin’in gollük şutunu Necmi, mükemmel bir refleksle kornere yumrukladı. 42. dakikada Yusuf sağdan daldı, ortasını yaptı, kaleci Hakkı uzandı ama topu tutamadı ve Kuzman durumu 0-2 yaptı. 45. dakikada Fethi’nin sert şutuyla Süreyya baygınlık geçirdi, o tarihlerde resmi maçlarda kaleci hariç oyuncu değiştirme olmadığından, Süreyya ikinci yarıda maça devam etti.

51. dakikada Sanlı soldan topla daldı ve kaleciyi de geçerek, zor pozisyonda farkı üçe çıkardı. 56. dakikada Kuzman, 6 oyuncuyu çalımladıktan sonra penaltı noktasından skoru 0-4’e yükseltti.

64. dakikada kazanılan frikiği K.Ahmet beşinci gol olarak ağlara gönderdi. 66. dakikada Faruk kale önünde düşürüldü ve hakem Muzaffer Sarvan, penaltı noktasını gösterdi. Uzun itirazlar bittiğinde Sanlı topun başına geldi ve kalecinin soluna gönderdiği vuruş, durumu 0-6 yapmıştı. Ancak bu gole tabelacının itirazı bitmemişti ve skor tabelasına 0-0 levhasını astı. Bu farklı sonuç, Eskişehirspor’un o sezon kendi sahasında aldığı ilk ve tek yenilgi oldu.

Beşiktaş: Necmi Mutlu, Erkan Yanardağ, Fehmi Sağınoğlu, Yusuf Tunaoğlu, Süreyya Özkefe, Kaya Köstepen, Ahmet Özacar, Ervin Kuzman, Güven Önüt, Sanlı Sarıalioğlu, Faruk Karadoğan.

Goller: K.Ahmet (10 ve 64), Kuzman (42 ve 56), Sanlı (51 ve 85 pen.)
 

11.08.1974 – BEŞİKTAŞ – FENERBAHÇE 5-4
11.01.2005 13:09
 
İnönü Stadı’nda 41 bin 564 kişinin 1 milyon 7 bin 410 lira ödeyerek izlediği TSYD Kupası maçında, ilk golü Beşiktaş buldu. 11. dakikada Sinan’ın ortasında kaleci Adil ile kaptan Ziya’nın anlaşmazlığından Tuğrul yararlandı.

28.dakikada Fenerbahçe, Osman’la skoru eşitledi. Ardından da 32. dakikada maçın en çok tartışılan pozisyonu yaşandı. Daha önce yaptığı faul nedeniyle sarı kartı olan Fenerbahçeli Yılmaz bu kez elini topa uzattı, hakem Doğan Babacan, kırmızı kartını çıkardı. Devrenin bitimine doğru Fenerbahçe, Cemil’in golüyle 2-1 öne geçti.

İkinci yarıya Beşiktaş fırtına gibi başladı. 48.dakikada Mesut’un ortasını Sinan gelişine ağlara yolladı. 51. dakikada Tezcan’ın pasını yine Sinan bekletmeden gole çevirdi. 54. dakikada Tezcan topu rakip ceza sahasına kadar götürdü. Sinan’ı kendisinden daha müsait pozisyonda görünce geri pası çıkardı. Sinan da 6 dakika içinde ücüncü golünü atarak hat-trick yaptı. Böylece Beşiktaş 4-2 öne geçti. Ancak heyecan kasırgası daha dinmemişti. 67. dakikada Aydın, 74. dakikada da Zafer durumu 4-4 yapınca, Fenerbahçe avantajlı duruma geçti.

Gol düellosunun berabere kapanacağı beklenirken 85. dakikada Ünal uzun bir top açtı, Sinan, ileri çıkan kaleci Adil’in üzerinden şandel vurdu, top üst direkten geri dönerken pozisyonu iyi izleyen Tezcan bir kartal gibi uçarak kafaya yapıştırdı, top ağlarla kucaklaşırken, Alpaslan’ın çabası sonuç vermedi. Böylece Beşiktaş 5-4 galibiyetle TSYD Kupası’nı altıncı kez müzesine götürdü.

Beşiktaş : Mete Bozkurt, Ahmet Doğan Börtücene, Niko Kovi, Vedat Okyar, Zekeriya Alp, Sanlı Sarıalioğlu (Lütfi Isıgöllü), Dorde Miliç (Ünal Tombulel), Kahraman Kartaloğlu, Sinan Alayoğlu, Tezcan Ozan, Tuğrul Şener (Mesut Şen).

Goller: Tuğrul (11), Osman (28), Cemil (41), Sinan (48, 51 ve 54), Aydın (67), Zafer (74), Tezcan (85)


06.01.1990 FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ : 1-5
11.01.2005 13:08
 
Beşiktaş’ın altın yılları, şampiyonluklar kadar tarihi skorlarla da bir döneme tanıklık etti. Bu tarihi maçlardan biri de Fenerbahçe Stadı’nda kazanılan zaferdi. Üçlü şampiyonluk serisinin ilkinde dolu dizgin giden Beşiktaş, Kadıköy’de Fenerbahçe karşısında coşuyordu.

Fenerbahçe’nin başında Veselinoviç vardı. Ancak kurnaz Yugoslav, İngiliz Milne’nin tuzağına düşmüştü. Maça çok hızlı başlayan Beşiktaş, 2. dakikada gole çok yaklaştı. Feyyaz’ın ortasında topla buluşan Metin pozisyonun ofsayt olabileceğini düşünerek bir an durakladı. Ancak hakem Erman Toroğlu devam diyordu. Şaşıran Metin’in kötü vuruşunu Nurettin zorlanmadan çıkardı. 4. dakikada ise gol geldi. Metin sağdan hareketlenip İsmail’i geçti, ortasında Wilson’a kafayla vurmak kaldı.

Fenerbahçe, Aykut’un Gökhan’ı faulle geçtiği bir pozisyonda Oğuz’la eşitliği sağladı. 22. dakikada devrenin skoru belirlendi. Kadir’in soldan ortaladığı topa Ulvi kafayı vurdu, seken topu Ali kafayla tamamladı: 2-1.

İkinci yarıda sahada tam anlamı ile bir Beşiktaş şovu vardı. 52. dakikada Fenerbahçe savunmasının hatasını değerlendiren Ali, yerden bir vuruşla Nurettin’i yine mağlup etti.

59. dakikada Rıza’nın sağdan uzattığı nefis pasta Metin topu Nurettin’in üzerinden aşırtıp, farkı üçe çıkardı.

70. dakikada Beşiktaş’ın 5. golü geldi. Ali ile Feyyaz’ın aynı aynda girdiği gol pozisyonunda, Ali topu daha uygun durumdaki arkadaşına bıraktı, Feyyaz da Nurettin’i geçip topu ağlara yuvarladı.

Nurettin, yediği 5 gole karşın Fenerbahçe’nin en iyi oyuncusuydu. Son olarak 78 ve 81. dakikalarda Mehmet’in vuruşlarında da gole izin vermeyip, skorun 5-1’de kalmasını sağladı. Kadıköy’deki 5 gollü Beşiktaş zaferi, efsane kadronun şampiyonluğunun da habercisiydi.

Beşiktaş: Engin İpekoğlu, Reçep Çetin (dk. 89 İsmail Taviş), Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Şenol Fidan, Ian Wilson (dk. 60 Mehmet Özdilek), Feyyaz Uçar, Ali Gültiken, Metin Tekin.

Goller: Wilson (4), Oğuz (7), Ali (22, 52), Metin (59), Feyyaz (70).

20.04.1991 GALATASARAY-BEŞİKTAŞ : 2-3
11.01.2005 13:07
 
Beşiktaş’ın 90’lı yıllardaki kadrosu, tarihe geçen efsane bir ekipti. Gordon Milne yönetimindeki genç Kartallar, makine düzeninde oynuyorlar, müthiş presleri ile karşılarına çıkan her takımı çökertiyorlardı.

Held’den umduğunu bulamayan Galatasaray’da ise Mustafa Denizli büyük ümitlerle yeniden başa gelmişti. Üstelik Tanju’dan Kosecki’ye, Cüneyt’ten Prekazi’ye kadar birçok yıldız ismi kadrosunda barındırıyordu.

Sezonun bitimine 4 hafta vardı ve zirvedeki iki takım, Galatasaray ile Beşiktaş, Ali Sami Yen Stadı’nda karşı karşıya geliyordu. Kazanan büyük olasılıkla ipi göğüsleyecekti. İki takımında maça tedbirli başlaması bekleniyordu. Ancak Galatasaray müthiş bir presle saldırmaya başladı. Daha 1. dakikada Gökhan ile Engin arasındaki anlaşmazlık iki oyuncuyu kavga noktasına getiriyor, Beşiktaş savunması “alarm” veriyordu.

5. dakikada da gol için saldıran Galatasaray amacına ulaşıyor, bomboş bırakılan Tanju Çolak bu hatayı affetmiyordu.

17. dakikada Beşiktaş, kalesinde ikinci golü gördü. Kosecki-Tanju verkaçında Polonyalı futbolcu topu ayağından açıyor ancak Ulvi’nin ters vuruşu, kaleci Engin’in de öne çıkmasıyla sürpriz bir gol getiriyordu.

Ali Gültiken’in 33. dakikadaki golü dengeleri değiştirdi. Metin’in ortasında Feyyaz’ın vurduğu top önce Hayrettin’e, sonra direğe çarpmış ve ceza alanına dönmüştü. Ali bu fırsatı kaçırmadı. 44. dakikada hata yapma sırası Galatasaray savunmasına gelmişti. Yusuf’un ıska geçtiği topu takip eden Ali, skoru eşitleyen gole imzasını atıyordu.

İkinci yarı kıran kırana bir mücadele yaşandı. Her iki takım da gol için elinden geleni yapıyordu. 73. dakikada sahneye Feyyaz çıktı. Feyyaz’ın pasında Şifo Mehmet orta-şut karışımı vurdu, Hayrettin bu ters topu güç bela uzaklaştırabildi. Fakat tokatladığı yerde yeniden pozisyonun içine giren Feyyaz vardı. O da Hayrettin’in boşalttığı kaleye topu gönderiverdi.

Denizli’nin Galatasaray’ı, Beşiktaş’a 2-0’dan 3-2 mağlup oluyor, Gordon Milne’nin üst üste ikinci şampiyonluğunun önünü açıyodu.

Beşiktaş: Engin İpekoğlu, Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Alan Walsh (Zeki Önatlı), Feyyaz Uçar, Ali Gültiken, Metin Tekin (Turan Uzun).

Goller: Tanju (5), Ulvi (17 kendi kalesine), Ali (33, 44), Feyyaz (73).

09.05.1992 BEŞİKTAŞ – GALATASARAY: 4-3
11.01.2005 13:07
 
Gordon Milne’li Beşiktaş’ın altın yıllarının üçüncüsüydü. Beşiktaş şampiyonluğa çok yaklaşmış, önünde sadece iki engel kalmıştı. Bitime iki hafta kala İnönü’ye gelen takım, iddiasız Galatasaray’dı. Mustafa Denizli yönetimideki sarı-kırmızılılar haftalar önce şampiyonluk yarışında havlu atmıştı. Ancak Galatasaray hâlâ güçlü bir ekipti. Beşiktaş kazanıp tur atmak istiyordu ancak 24. dakikada beklemediği bir golü kalesinde gördü. Rıza, ceza alanı içinde Arif’i düşürmüş, penaltıyı Yusuf gole çevirmişti. Kara Kartal’ın yanıtı çok çabuk geldi. Şifo Mehmet, Bülent’in yanından ışık hızıyla geçip topu Hayrettin’in uzanamayacağı köşeye bıraktı. Devre 1-1 kapanmıştı.

İkinci yarı ise tam bir gol düellosu şeklinde geçti. Bu devrenin ilk golü de Galatasaray’dan geldi. Iorfa’nın pasında İsmail topu ağlarla buluşturdu. Yanıt gecikmedi. Ali ortaladı, Mehmet düzeltti, Sergen şutladı: 2-2. 55. dakikada Iorfa kaleci Bako’yu engelleyince boştaki topu Hamza ağlara gönderdi. Ahmet Çakar bu tartışmalı golü verince Galatasaray 3. kez öne geçiyordu.

58. dakikada son derbi maçına çıkan Erhan Önal’ın hatalı pasını Feyyaz kaptı, pasında Ali skoru bir kez daha eşitledi. Bu golden sonra Tugay kırmızı kart gördü, Yusuf’un sakatlanıp oyundan çıkması, Galatasaray’ı 9 kişi bıraktı.

Beşiktaş tüm gücüyle yükleniyordu. Galatasaray’ın direnecek gücü kalmamıştı. 9 değil 11 kişi olsalar bile bu prese dayanamazlardı. Taraftarın, “Beşiktaş’ın şifası Şifo” pankartını astığı Mehmet’in kaptanlığındaki Beşiktaş, beklenen gole 82. dakikada kavuştu. Şifo’nun golü, üst üste 3. şampiyonluğun garantisiydi.

Beşiktaş: Jaroslav Bako, Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Zeki Önatlı, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Sergen Yalçın, Feyyaz Uçar, Ali Gültiken (Turan Uzun).

Goller: Yusuf (24 penaltıdan), Mehmet (28, 82), İsmail (46), Sergen (51), Hamza (55), Ali (58).

20.10.1993 BEŞİKTAŞ-TRABZONSPOR: 7-1
11.01.2005 13:07
 
Hiç durmadan yağan bir yağmur, insanı titreten bir rüzgar. Tribünlerde biletli 10 bin 460 seyirci hiç durmadan yaptığı tezahürat... İşte bu atmosferde fırtına gibi başlıyor Beşiktaş maça.
Henüz ilk dakikalarda kurduğu baskı sonuç veriyor Kara Kartal’ın... Orta sahada Sergen’e yapılan bir faulü hakem Erman Toroğlu avantaja bırakıyor, Metin’in ortasında da Mehmet topu Trabzon ağlarına gönderiyordu.

İkinci dakikada gelen ve Trabzon’u moral olarak çökerten gol, Beşiktaş’ı daha da şahlandırdı. 16’ncı dakikada bu kez Nartallo’nun vuruşu ağlara gidiyor, 4 dakika sonra Oktay farkı üçe çıkartan golü atıyordu. Herkes şaşkındı. Daha 20 dakika dolmuş ama maçı kazanan ve kaybeden belli olmuştu. Bundan sonrası, Beşiktaş için tarihi bir skora imza atmak için oynanacak bölümdü artık.

İkinci yarı başlarken Trabzon biraz daha gayretliydi. Ama golü bulan taraf yine Beşiktaş oldu. Sahanın yıldızı Sergen nefis hareketlerle götürdüğü topu Victor’un bakışları arasında ağlara gönderdiğinde, skorbord 49. dakikayı gösteriyordu.

Golün şokuyla sarsılan Trabzon savunmasında bir büyük hata Nartallo’yla 5. golü getiriyor, Şenol Güneş kenarda takımının yıkılışını seyrediyordu.

69’da Şota’nın şeref sayısının ardından Beşiktaş yine rakibinin üzerin bir kâbus gibi çöktü. Birbiri ardına kaçan gollerden sonra Oktay’ın 81., Mehmet’in 85. dakikalardaki golleri tarihi farkı skor tabelasına yansıtıyodu.

Gordon Milne yönetimindeki Kara Kartal, Trabzonspor’a tarihinin en ağır yenilgisini tattırırken ligde 12 hafta sonunda üçüncü sıraya yerleşiyordu.

Beşiktaş: Zafer Öğer, Rıza Çalımbay, Ali Günçar, Gökhan Keskin, Mutlu Topçu, Fani Madida, Mehmet Özdilek, Sergen Yalçın (dk. 77 Kadir Akbulut), Oktay Derelioğlu, Osvaldo Nartallo (dk. 77 Ali Gültiken), Metin Tekin.

Goller : Mehmet (2, 85), Nartallo (16, 51), Oktay (20, 81), Sergen (49), Şota (69).

01.10.1997 BEŞİKTAŞ-PARİS SAİNT GERMAİN: 3-1
11.01.2005 13:06
 
Günter Benko’nun düdüğüyle başladı maç... Beşiktaş seyircisi ilk kez takımlarını Şampiyonlar Ligi’nde izledikleri için heyecan içindeydiler. Grubun ilk maçında Bayern’e deplasmanda 2-0 yenilmesine karşın ezilmemişti Kartal... Bu kez de ezilmeye değil, ezmeye niyetliydi...

Henüz 5. dakika oynanırken Erkan, sağ kanattan hareketlenip topu cezaalanına doğru ortaladı. Fırsatçı Oktay topu önce düzeltti, ardından Revault’u terse yatıran güzel bir vuruşla ağları havalandırıverdi. Burnu büyük Fransızlar şaşırmıştı.

İlk yarının ilerleyen bölümlerinde de gol pozisyonları bulan taraf Beşiktaş’tı. Kronometre 41. dakikayı gösterdiğinde yine Erkan sağdan bir bindirme yaptı. Ortasını kaleci son anda tokatlayabildi. Sola doğru açılan topu bu kez Serdar aldı ve ön direğe doğru sert bir orta daha yaptı. Uçarak nefis bir kafa vuran Oktay hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü atıyor, ilk yarının da skorunu belirliyordu.

İkinci yarıda skoru koruma telaşına düşen Beşiktaş için sıkıntılı anlar başlamıştı. Fransızların akınları artıyor, kalemizde tehlike üstüne tehlike yaşanıyordu. 66. dakikada sağdan yapılan ortayı Recep ıskaladı, Simone topu aldı. Sakat Mrmiç’in yerine oynayan Fevzi’yi çalımladıktan sonra, skoru 2-1’e getiren golü attı.

Gol Kartal’ı ateşledi. Bu kez rakip kaleye yüklenen Beşiktaş’tı. 83. dakikada Fevzi’nin degajını takip eden Amokachi, savunmanın arkasına sarkıp kaleci Revault’la karşı karşıya kaldı. Nijeryalı yıldızın vuruşu kaleciden dönüyor, dönen topu da Ertuğrul, üçüncü Beşiktaş golü olarak PSG ağlarına gönderiyordu.

Beşiktaş, tarihindeki ilk Şampiyonlar Ligi galibiyetini alırken, Fransızlar adeta şoke olarak sahadan ayrılıyorlardı.

Beşiktaş: Fevzi Tuncay, Recep Çetin, Rahim Zafer, Alpay Özalan, Erkan Avseren, Mehmet Özdilek, Zlatko Yankov, Tayfur Havutçu, Serdar Topraktepe (dk. 71 Mutlu Topçu), Oktay Derelioğlu (dk. 73 Ertuğrul Sağlam), Daniel Amokachi (dk. 86 Yordan Letchkov).

Goller: Oktay (5, 41), Simone (66), Ertuğrul (83).


16.09.2000 / BEŞİKTAŞ – FENERBAHÇE: 3-0
11.01.2005 13:06
 
İnanılmaz tribün şovlarıyla İnönü Stadı tarihi günlerinden birini daha yaşıyordu. Şampiyonluk iddiasıyla sezoa başlayan Beşiktaş ve Fenerbahçe, karşı karşıyaydı.

Maçın başında iki taraf da orta sahada oyunu kabul eden bir görünüm çiziyordu. Fenerbahçe’nin saman alevi gibi patlayan bir akını biterken dakikalar 17’yi gösteriyordu ve Beşiktaş Nihat’la orta sahadan bir akın geliştiriyordu.

Nihat’ın pasıyla buluşup son çizgiye kadar inen Tayfur, topu bir anda ceza alanı içine doğru çevirdi. Gelen topa yine Nihat hareketlendi ve çok sert bir vuruşla topu Rüştü’nün üzerine tavana doğru astı.

Golle birlikte moral bulan Beşiktaş, rakibinin üerine daha çok gidiyor ama bir türlü ikinci golü atamıyordu. Devre 1-0 sonuçlanırken ikinci yarının tarihi bir ana tanıklık edeceğinden de kimsenin haberi yoktu.

İkinci yarının hemen başında İbrahim’in düşürülmesini Metin Tokat faullu cezalandırıyor, kazanılan faul atışını Münch kale sahasının içine doğru gönderiyordu. Karhan’la birlikte topa yükselen Tayfur’un mükemmel kafa vuruşu skoru 2-0’a getiriyordu.

Savunması dağılan Fenerbahçe, en azından bir gol için rakip kaleye yüklenince Kartal’ın iştahı daha da açılıyor, sahanın yıldızı İbrahim’in pasında Münch kaleci Rüştü’yle karşı karşıya kalıyordu. Alman futbolcu golü atmak yerine pas verince, ağları havalandırmak Nouma’ya kısmet oluyor, Beşiktaş seyircisi 3. gol için havaya fırlıyordu.

Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe tam anlamıyla dağılmıştı. Tecrübeli teknik adam, sahadaki 4 yabancısının üzerine oyuna Revivo ve Rapaiç’i de sokarak, Türk futbol tarihinin en büyük gaflarından birine imza atıyor, aynı anda sahaya 6 yabancı sürerek takımın hükmen yenilmesine de sebep oluyordu.

Beşiktaş, hiçbir söylentiye olanak bırakmayacak kadar temiz ve güzel bir futbolla Fenerbahçe’yi hem resmen hem de hükmen 3-0 mağlup ediyordu.

Beşiktaş: Ike Shorunmu – Dimitri Khlestov, Ümit Bozkurt, Erman Güracar – Nihat Kahveci(dk. 63 Rahim Zafer), Miroslav Karhan, Tayfur Havutçu, İbrahim Üzülmez, Markus Münch – Ahmet Dursun (dk. 69 Mehmet Özdilek), Nouma

Goller: Nihat (17), Tayfur (48), Nouma (67)

19.09.2000 / BEŞİKTAŞ-BARCELONA: 3-0
11.01.2005 13:05
 
Şampiyonlar Ligi başlıbaşına bir heyecandı Beşiktaş taraftarı için. İlk maçta Milan’a biraz da şanssız bir şekilde boyun eğen Beşiktaş, şimdi kendi sahasında dünya futbolunun başka devi Barcelona ile karşılaşıyordu. Üstelik daha 3 gün önce Fenerbahçe’yi 3-0 mağlup etmenin moraliyle çıkıyordu sahaya...

Scala yönetimindeki Beşiktaş, maça durgun ve temkinli başladı. Bir hafta önce Leeds’i 4-0 yenen dünya devi Barça; Rivaldo, Kluivert, Overmars, Zenden, Sergi, Frank De Boer gibi yıldızlarıyla topu daha çok kullanan taraftı.

Ancak maçın 25. dakikasından itibaren heyecanını yenen Beşiktaş, oyuna ağırlığını koymaya başladı. 37. dakikada da o beklenen gol geldi.

Nihat’ın derin pasına zıpkın gibi hareketlenen Ahmet Dursun, bir anda öne çıkan Dutruel’den önce ayağının içiyle topu kaleye doğru gönderdi. Top çizgiyi geçerken İnönü Stadı’ndakiler de kendinden geçiyordu adeta... 30 bin seyirci çılgına dönmüş, futbolcular yumak olmuştu. Ama şov daha yeni başlamıştı...

İkinci yarıda Beşiktaş oyunun tek hakimiydi. Dünya yıldızı Rivaldo, Tayfur’un gölgesinden kurtulamıyor ve hiçir varlık gösteremiyordu.

74. dakika oynanırken Barça savunmasının sağ tarafını felç eden İbrahim, bir kez daha hızlı bir akın geliştirdi. Abelardo geride kalmış, İbrahim topu Nouma’ya aktarmıştı. Fransız yıldız topu durdurmadan hemen sağındaki Ahmet’in önüne uzattı. Ahmet de ileri çıkan Dutruel’in üstünden müemmel bir aşırtmayla ağları gördü. Beşiktaşlı futbolcular, ‘’oley, oley’’ ve ‘’üç, üç’’ sesleri arasında futbol resitali veriyorlardı. Bitime 4 kala sahanın yıldızı İbrahim’in müthiş pasına bu kez Münch hareketleniyor, Alman futbolcu da yerden bir pasla topu kale önündeki Nouma’ya aktarıyordu. Pascal’ın vuruşu önce kaleci Dutruel’den dönüyor, Fransız yıldız topu ikinci kez kaleye doğru gönderiyordu. Üst direğe çarpan top çizginin içine düşünce yardımcı hakem ‘’gol’’ kararını veriyor ve scorbordda bütün Avrupa’yı şaşkına çeviren skor beliriyordu. Fransız Colombo’nun bitiş düdüğüyle birlikte Beşiktaş, dünyanın en güçlü takımlarından Barcelona’yı İnönü’nün çimlerine gömmüştü.

Beşiktaş: Ike Shorunmu – Dimitri Khlestov, Üit Bozkurt, Erman Güracar (dk. 90 Zafer) – Nihat Kahveci, Miroslav Karhan, Tayfur Havutçu, İbrahim Üzülmez, Markus Münch – Ahmet Dursun (dk.81 Yasin Sülün), Pascal Nouma (dk. 87 Fazlı Ulusal)

Goller: Ahmet Dursun (37, 74), Nouma (86)

02.12.2001 / FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ: 1-2
11.01.2005 13:05
 
Kendi sahasında üst üste 24 lig maçı kazanan ve bu konuda Arjantin’in River Plate takımının rekorunu egale etmeye hazırlanan Fenerbahçe, 2 Aralık 2001 Pazar gecesi Şükrü Saraçoğlu Sadı’nda Beşiktaş’ı ağırlıyordu.

Yağmurlu bir havada oynanan maçın ilk yarısında Fenerbahçe daha baskılı oynuyordu, ancak Norveçli kaleci Myhre 2 önemli pozisyonda gole izin vermedi. 34. dakikada ise saha karıştı, taç çizgisi kenarında Mirkoviç, Tümer’e arkadan çok sert girdi. Tümer de karşılık olarak Mirkoviç’e yerden tekme salladı. Olaylar yatıştıktan sonra hakem Orhan Erdemir, Mirkoviç ve Tümer’e kırmızı kart gösterince her iki takım da sahada 10’ar kişi kaldı. Kalan 10 dakika gol getirmeyince, ilk yarı 0-0 kapandı.

49. dakikada Abdullah’ın sağ kanattan kullandığı firikiğe kimse dokunamadı ve top ağlara gidince Fenerbahçe 1-0 öne geçti. 56. dakikada Ali Eren’in ortasını Tayfur aşırdı, Ronaldo ayak koydu ve skora denge geldi. 77. dakikada ise Sertan’ın kullandığı kornerde altı pasın uzak köşesinde topla buluşan Ronaldo, plase bir vuruşla kendisinin ve Beşiktaş’ın ikinci golünü Fenerbahe kalesine gönderdi. Beşiktaş ezeli rakibinin galibiyet serisini 2-1’lik sonuçla noktaladı. Ronaldo da bu unutulmaz maçın kahramanı oldu.

Beşiktaş: Thomas Myhre- Ali Eren, Ronaldo Guiaro, Ahmet Yıldırım, İbrahim Üzülmez (dk.86 Ümit Bozurt)- Zübeyir Baya (dk.82 Dimitri Khlestov), Tümer Metin, Yasin Sülün, Tayfur Havutçu, Bayram Bektaş (dk. 70 Sertan Eser) – İlhan Mansız

Goller: Abdullah (49), Ronaldo (56 ve 77)

20.01.2002 / TRABZONSPOR-BEŞİKTAŞ: 0-5
11.01.2005 13:05
 
Devreyi üst üste 8 galibiyet ile bitiren Beşiktaş için ikinci devrenin açılış maçı önemliydi. Çünkü rakip Trabzon, stat Avni Aker’di. Her iki takım için de şampiyonluk yarışına devam etmek için “ölüm, kalım maçıydı’’. Trabzon kazanamazsa lige sezon ortasında havlu atacak, Beşiktaş yenilirse yeniden kaos ortamına girme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktı.

Trabzon seyircisi tirbünleri doldurmuş, takımlarına büyük destek veriyordu. Beşiktaş kontrataklarla skora gitmeye çalışıyordu. Ve Tümer’in 18. dakikada attığı nefis gol, takımımızı rahatlattı. Trabzon tüm umudunu ikinci yarıya bağlamıştı. Ancak ikinci yarıda sahada muhteşem bir Beşiktaş takımı vardı.

49. dakikada Ahmet Dursun, 58. dakikada İlhan Mansız’ın golleri maçın kaderini belirlemişi. Artık Beşiktaş istediği gibi top çeviriyor, sadece Türk değil Avrupa takımları için de futbol cehennemi olan Avni Aker’de cenneti yaşıyordu.

Hakem Serdar Tatlı’nın 81. dakikada verdiği penaltıyı gole çeviren Ronaldo farkı 4’e çıkarıyor, tirübünler derin bir sessizliğe gömülüyordu. 83. dakikada Khlestov’un golü sessizliği bozdu, Avni Aker’deki bu tarihi skor tirübünlere sanki bomba koydu. Kendi oyuncularına kızan öfkeli seyirciler koltukları kırıp sahaya atıyor, maçın kalan 5 dakikalık süresi olaylar nedeniyle oynanamıyordu.

PFDK, maçın skorunu 5-0 olarak onaylarken Beşiktaş, ezeli rakiplerinden Trabzonspor karşısında Avni Aker’deki en farklı zaferinin keyfini de yaşıyordu.

Beşiktaş: Mathias Asper- Ali Eren Beşerler, Guiaro Ronaldo, Erman Güracar, İbrahim Üzülmez – Dimitri Khlestov, Tayfur Havutçu, Ümit Bozkurt, Tümer Metin (dk.84 Bayram Bektaş) – Ahmet Dursun (dk. 78 Tamer Tuna), İlhan Mansız

Goller: Tümer (18), Ahmet Dursun (49), İlhan Mansız (58), Ronaldo (81 penaltıdan), Khlestov (83)

17.04.2005 / FENERBAHÇE - BEŞİKTAŞ: 3-4
11.01.2005 13:00

17 Nisan 2005 gecesi saat 19.00’da Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda bulunan Fenerbahçeli, Beşiktaşlı taraftarlar, yöneticiler, futbolcular, görevliler ve televizyonları başındaki milyonlarca sporsever, sadece 90 dakika süren bir derbi mücadelesi izlemedi. Aynı zamanda Beşiktaş’ın yazdığı tarihin de tanıklığını yaptı.

Derbi öncesinde çok şeyler söylendi; yazıldı, çizildi. Ancak hiçbiri gerçekleşmedi. Beşiktaş, tarihinin sayfalarına altın harflerle yazılacak bir doksan dakikaya başladı. Fenerbahçe Anelka ile Tuncay ile geldi. Alex ile Selçuk ile Cordoba’yı denedi. Binlerce Fenerbahçeli, Şükrü Saraçoğlu Stadı’nı Beşiktaş’a dar etmek istedi. Ancak golün adı Tümer’di. 27. dakikada Tümer Metin yükseldi, topu rakibinden söktü. Luciano’nun üzerinden aşırdı. Kaleci Rüştü ile karşı karşıya kaldı. Kendisini takip eden savunmanın pozisyonu bozma çabasına, açıyı kapatmak için üzerine doğru gelen kaleciye karşın, muhteşem top kontrolü ve vuruşu ile Beşiktaş’ı 1-0 öne geçirdi.

Kadıköy’de 1800 Beşiktaşlı sevinç çığlıkları atıyor, televizyonları başındaki Siyah-Beyazlılar havaya sıçrıyor, Fenerbahçe tribünleri buz kesiyor, Fenerbahçeliler’in ağzını bıçak açmıyordu. Ancak hiç kimse bu golün bir destanın başlangıcı olduğunu da henüz bilmiyordu. 

34. dakikada Fenerbahçe Luciano’nun rövaşata golü ile skoru 1-1’e getirdi. Bu sefer sevinme sırası sarı-lacivertlilerindi. Ancak bu sevinç de fazla uzun sürmedi ve sahneye bu sefer John Carew çıktı. İlk yarının uzatma dakikalarında daha önceden çalışılmış bir organizasyonla Rüştü’yü mağlup etti.

Beşiktaşlılar biliyordu; Kadıköy’de yenilmeyeceklerdi. Beşiktaşlılar biliyordu; tarih tekerrür edecek ve Fenerbahçe’nin rekoru bitecekti. Beşiktaşlılar inanmıştı; çünkü sahaya Hakkı Yeten ruhuyla, 100. yıldaki şampiyonluğun kutlandığı formalarla çıkmışlardı ve yenilmeyeceklerdi.

2. yarıda sahada kendine güvenen, galibiyete inanan ve atmosferden hiç etkilenmeyen bir Beşiktaş vardı. Beşiktaş atıp, kaçıyor. Fenerbahçe kovalamaya çalışıyordu. 69. dakikada yine böyle bir sahne yaşandı. Alex, Carew’in golüne yanıt verdi, skor tabelası eşitlendi (2-2).

Dakikalar 76’yı gösterdiğinde Ahmed Hassan’ın çabasıyla kapılan top, İbrahim Akın’ın önüne geliyor, genç oyuncumuz da önce kaleye bakıp, atacağı yeri belirliyor, sonra da Milli kaleci Rüştü Rençber’in kapattığı köşeden meşin yuvarlağı ağlarla buluşturuyordu. Bu Kadıköy’de yazılan destana yakışır, muhteşem bir goldü. Yine Fenerbahçe tribünleri susmuş, Beşiktaşlılar ayağa kalkmış, tek bir ağızdan haykırmışlardı, “Biz Beşiktaşız, rekor tanımayız.”

Fenerbahçe, bu sezon Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda tam 14 maç yapmış ve hiç bir maçını kaybetmemişti. Fenerbahçe, üstelik bu 14 maçta sadece kalesinde 4 gol görmüştü. Ancak dakikalar 76’yı gösterip İbrahim Akın, fileleri havalandırdığında bu rekorlarının Beşiktaş’a sökmeyeceğini herhalde hissetmişlerdi.

Maçın hakemi Bülent Demirlek, takdir haklarını Fenerbahçe’nin lehine kullanmasına karşın, en büyük hatasını Tuncay’ın ceza sahamız içinde kendisini yere atmasını O’na sarı kart göstererek değil de, Beşiktaş’ın aleyhine penaltı çalarak değerlendirmesiydi. İşte bu an Kadıköy Destanı’nın da yazıldığı andı. Cordoba’nın haklı tepkisini sarı kart ile cezalandırarak, Kolombiyalı kalecimizi 2. sarı karttan kırmızı kartla oyundan atan Demirlek, bir anlamda Pancu’nun kalede devleşmesine de fırsat tanımış oldu. 3 değişiklik hakkını kullanmış olan Beşiktaş, hem kalecisiz kalmış, hem de gol atması için oyuna aldığı ve diri futbolcusu Daniel Pancu’yu kaleye geçirmek zorunda kalmıştı. Penaltıyı Alex golle sonuçlandırıp skoru 3-3 yapmasına karşın, henüz Beşiktaş son sözü söylememişti.

Beşiktaş’ın son sözünü söylemeden önce sahadaki kadro şöyleydi:

Kalede; Daniel Gabriel Pancu
Savunmada; Guiaro Ronaldo, İbrahim Toraman, Çağdaş Atan, Ali Güneş
Orta Sahada; Ahmed Hassan, Koray Avcı, Tayfur Havutçu, İbrahim Akın
Forvette; John Carew

Fenerbahçe kalede Pancu’nun bulunmasını fırsat olarak görüp, şutlarla, kafalarla Rumen oyuncuyu denemesine karşın, Pancu’nun gol yemeye hiç niyeti yoktu. Yemedi de...

Böyle bir mücadelenin, böyle bir özverinin, böyle bir ruhun hakkı elbetteki galibiyetti. O da Koray Avcı’nın muhteşem golüyle geldi.

Hakkı Yeten’in, Şeref Görkey’in, Recep Adanır’ın yazdığı destanları bu sefer, İbrahim Toraman’lar, Koray Avcı’lar, Tayfur Havutçu’lar yazıyor; Fenerbahçe rekoruna veda ediyor; Beşiktaş tarihinin sayfalarına muhteşem bir altın sayfa daha yazıyordu. Bu destanın adı da belliydi.

“Kadıköy Destanı”

MAÇIN DETAYLARI

Stat : Şükrü Saraçoğlu

Hakem: Bülent Demirlek, Erhan Sönmez, Serkan Ok, Yunus Yıldırım (4.)

Fenerbahçe: Rüştü, Luciano, Ümit, Tuncay (Hooijdonk Dk.86), Nobre, Aurelio, Önder (Serhat Dk.61), Alex, Selçuk (Mehmet Yozgatlı Dk.94), Deniz, Anelka

Yedekler: Volkan, Mehmet, Murat, Serhat, Hooijdonk, Kemal, Serkan

Teknik Direktör: Christoph Daum

Beşiktaş: Oscar Cordoba, Tayfur Havutçu, Ronaldo, Tümer Metin (Daniel Pancu Dk.75), John Carew, Mustafa Doğan (Çağdaş Atan Dk.64), Ali Güneş, Ahmet Dursun (İbrahim Akın Dk.56), Koray Avcı, İbrahim Toraman, Ahmed Hassan

Yedekler: Murat Şahin, Çağdaş Atan, Sergen Yalçın, Daniel Pancu, İbrahim Akın, Veysel Cihan, Okan Buruk

Teknik Direktör: Rıza Çalımbay

Goller: Tümer Metin (Dk.27), Luciano (Dk.34), John Carew (Dk.45+1), Alex (Dk.69), İbrahim Akın (Dk.76), Alex (Dk.83 P), Koray Avcı (90+3)

Sarı Kartlar: Tayfur Havutçu (Dk.63)

Kırmızı Kartlar: Oscar Cordoba (Dk.80)
 
Super Star Club
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
Super Star Club'e üyelik
 
Üyelik işlemleri çok yakın zamanda işleme girecektir.
İsteyen herkes üzcretsiz olarak üye olabilir
Üyelik Sorunları
 
Lütfen üye olmak isteyen arkadaşlarımız kullanıcı adı ve şifrelerini iletişim linkinden mesaj yollayarak üye olabilirler.
En yakın zamanda bu sorun çözülecektir.

Haberler
 
Yeni videolar yüklenmeye başlanmıştır.
Yakın zamanda daha çok video yüklenecektir

Yeni oyunlar yüklenmeye başlanmıştır.
En yakın zamanda başka oyunlarda yüklenecektir.
Yeni Bir Özellik
 
Sitemize artık arka plan müziği de eklenmiştir.Siz sitede dolaşırken bu müzik çalacaktır.
 
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol